18.7.07

IRAN - YASAKLAR TEZATLAR VE DOSTLUK DIYARI -BOLUM 1

Guzel Turkiye'yi arkada birakip,yeni bilinmezlere yelken acma zamani gelmisti. Sabah Ela ve Berndt'le onlar Gurcistan'a, biz Iran'a dogru yol almak uzere vedalastik. Dogubeyazit Gurbulak sinirina 35km uzaklikta. Normalde, kamyonlarla dolu bir yol oldugu ve pasaport/arac islemlerinin birkac saat surdugu soylenmisti bize. Halbuki bir rahatlikla issiz yollardan sinir kapisina vardik ve birkac kisi disinda hickimseciklerin olmadigini gorduk. Oradaki memur bize cuma gununun Iran'da haftasonu ( bizim pazarimiz) oldugu icin hep tenha oldugunu soyledi. Yani siz de birgun Iran'a karayoluyla gecerseniz,cumayi tercih edin.


Gurbulak hudut kapisi oldukca modern yeni bir bina, islemler duzenli yapiliyor.Iki tane surgulu kapi var demir parmaklikli. Beyaz olan Turkiye'nin ,siyah olan Iran'in. Hemen Iran tarafinda Ayetullahlarin resmi var, Islamik rejimi simgeliyor. Bunu gorunce icim urperdi birden, heyecanla karisik bir korku ...Nasil bir ulkeydi Iran,bizi neler bekliyordu..

Pasaport konrolunu yapan beyaz kapinin hemen yanindaki polise gerekli kagitlari verdikten sonra, uzun kollu bana 3 beden buyuk bluzumu giydim,siyah bonemi takip uzerine siyah basortumu gecirdim. Polis yuzumdeki ifadeyi gormus olacak ki, " iste Iran'in kotu yani da bu, halki bile bundan sikayet ediyor. Turkiye ozgurluk ulkesi,isteyen basini acar isteyen orter, laiklik boyle guzel birsey'. Ona katilmamak mumkun degildi. Bu arada da Tom bana moral vermek icin " Basortsu cok yakistik,cok karizmatik oldun " dedi, benim de nesem yerine geldi.


Iki kapi arasinda 1 metre bosluk var, Once beyaz kapi aciliyor. "Gule gule Turkiye" sonra Iranli gorevliye seslenince siyah kapi aciliyor. Iran tarafinda da islemler cok cabuk gerceklesti, herkes Azeri turkcesi konustugu icin anlasmak cok kolaydi. Iran'in Tebriz'i kapsayan kuzey bati bolumune 'Azerbeycan bolgesi' deniliyor ve tamamen Turkce konusuluyor. Bu arada bir miktar Iran riyali aldik eurolarimizi bozdurup. Iran kapali ekonomi oldugu icin yabanci kredi kartlari gecmiyor ve bizim maestro kartlariyla bankalardan para cekilmiyor. Nakit Iran'da anahtar kelime.


Son kontroller yapildiktan sonra Tebriz'e dogru yola cikiyoruz. Sanki sinirdan gecince hava sicakligi 10 derece yukseliyor. Yollarin kalitesi mukemmel ama cevrede kurak daglardan baska birsey yok, bonem kafami rahatsiz ediyor,yanimizdaki su kaynama derecesine ulasiyor. Tam isyan etmek uzereyken yol kemarinda terkedilmis bir binanin golgesinde dinlenen daha once Dogubeyazit'da karsilastigimiz Isvicreli arkadaslari goruyoruz. Onlarin durumu bize gore delilik, bisikletle Iran'i geciyorlar. Onlarla bir sure konusup,yolumuza devam ediyoruz.


Tebriz sinirdan yaklasik 250km ve yolun yarisina geldigimizde bir benzin istasyonu bulup duruyoruz. Bize gorevli benzin yok diyor, kart yoksa benzin yok. Sonra haberlerde okuduklarimiz aklimiza geliyor. Normalde Iran'da benzin sudan daha ucuz, 10 litresi 1 dolar fakat 15 gun once halka karne ile dagitilmaya baslanmis israfiyatin onune gecebilmek icin. Herkese araba basina ayda 100 lt hak veriliyor. Bu sinir asilirsa benzini cok pahali almak durumunda kaliyor. Tabi bu sistem yeni uygulamaya gectigi ve benzin kullanmak zorunda olup ulkeye giren ilk turistler de biz oldugumuz icin, bizim gibilere herhangi bir cozum getirilmemis. Tebriz'de turist ofise gidin onlar size bir oneride bulunur diyorlar biz de o amacla,biraz da kafamiz karismis olarak gidiyoruz Tebriz'e.


Gunes batarken giriyoruz sehre, yorgun,sicaktan bunalmis, benzin durumundan kizgin bir haldeyken haritaya bakmak icin yol kenarinda duruyoruz. Tam o sirada 10 tane bisikletli genc bize el sallayarak duruyorlar yanimizda. Gayet sporcu kiyafetleri,son model bisikletleri ile suana kadarki Iran imajina hic uymuyorlardi. Turk oldugumu ogrenince , Azeri aksaganlariyla 'Yasasin Turkiye,biz Turkiye'yi cok seviyoruz,oraya gitmek istiyoruz' diye heyecanla bagirmaya basladilar. Aralarindan biri Ibrahim Tatlises sarkisi soylemeye basladi,digeri 'Gecen hafta sarkici Baris vefat etti,cok uzuldum. Bende iki albumu var, ayrica Sehrazat'in -Binbirgece masali dizisini hep izliyoruz- simdi sezon arasi verdi" dedi. Ben de hayretler icinde bu ulkeye birden isindim. O kadar da bilinmez degilmis bize dedim kendi kendime.


Ertesi gun benzin sorununu cozmek icin Turist danismaya gittik. Bizi buyuk bir sicaklikla karsiladilar fakat Ali Bey ( ayni zamanda okulda Ingilizce ogretmeni) bana neden siyahlara burundugumu,bunun gerekli olmadigini, sadece asiri dinci insanlarin siyah giydigini soyledi. Zaten sokakta soyle bir gezinince anliyorsunuz ne demek istedigini. Bayanlarin cogu o kadar modern giyimli ki. Saclari mecli, kahkulleri ortada, rengarenk basortulu o kadar bayan var ki... Ben de daha sonra vakit oldugunda kendimi yenilemeye karar verdim, Iranli kizlar yaninda pek bir sonuk kalmistim :)


Tabi o an en onemli amacimiz benzin konusunu halletmekti. Hemen Ali bey bizi Petrol bakanligindaki sorumluya goturmeyi onerdi. Belki o bize yardimci olabilirdi. Beraber taksiyle yola cikip, kurumsal bir yer oldugu belli olan bir binaya geldik. Gorustugumuz kisi bize cok ilgili davranarak Tebriz'deki belirli bir benzin istasyonundan 40 litre benzin alma hakki veren muhurlu bir kagit hazirladi. Tabi bu bizim sorunumuzu kismi olarak cozuyordu,bunu anlatmaya calissakta elinden baska birsey gelmeyecegini, her buyuk sehirde ayni bakanliga gidip kagit almamiz gerektigini soyledi. Biz tabi hayal kirikligi ve kizginlikla binayi terk etik. Ali bey bizi cay icmeye ve birseyler yemege evine davet etti biz de kabul ettik. Iranlilar gercekten cok misafirperver, ilk gunden en az 4 kisi bize ayni teklifte bulundu ve bu teklifler cok ictendi. Guzel bir yemek yiyip, dinlendikten sonra sevimli aileden ayrildik.


Ertesi gun yola erken cikip benzinimizi aldik, ikinci duragimiz kucuk bir kasaba ama Takt-i Suleyman'a yakin oldugu icin kalmak icin iyi bir yer olan Zanjan'di. Iran'a alismistik bu arada,artik basortusu o kadar rahatsiz etmiyordu ve saat 17den sonra havanin serinledigini fark ettik.


Taht-i Suleyman yesil, kahverengi daglarin arasinda, Zoroastrianlar (Zerdustler) tarafindan yapilan cok eski bir ates tapinagi. Zerdustluk, MO 550 yilinda dogan Afganli Zoroaster'in felfesini takip edenlerin olusturdugu bir din.Gunumuzde 150000 ustunde inanani var.Tanriyi tek kabul eden ve sonsuz yanan alevle simgeleyen ilk dinlerden biri. Iran'daki Zedust bayanlar genelde kirmizi,bej ve beyaz reklerdeki basortuleriyle ayiredilebilirler. Zedustler su,hava,toprak ve ates elementlerinin onemine inanir ve tapinaklarinda bir dort unsuru bulundururlar.


Aksam Zanjan'in en unlu restorani Kervansaray Sangi'ye gittik. Burasi 400 yillik yeni restore edilmis bir kervansaray. Icerisi tiklim tiklim Iranlilarla dolu. Nefis yemek kokulari geliyor. Biz de bir ailenin yanina haliyla kapli genis minderli yerlere oturduk. Yer sofrasi kuruldu once Bademjun ( patlicanli,tahinli tadina doyulmaz bir meze) ve yogurtlu kebap yedik. Sunu soylemek lazim, Iran'da restoranda yiyebileceginiz yemek yelpazesi oldukca kisitli.Genelde kebap kulturu uzerine kurulmus. Asil mutfagini tatmak icin Iran'in bir eve davet edilmek gerekiyor.

Ertesi gun Quazvin'e gidiyoruz. Burasi oldukca modern bir sehir ve yemyesil parklari, antik kapali pazari ile dinlenmek icin ideal bir yer. Oradan yeni bir tunik aldim kendime biraz daha pullu ama yine yeterince uzun. Satilan kiyafetler oldukca renkli ve gosterilisli hele gece elbiseleri bizim Turkiye'de goremeyecegimiz kadar abiye ve iddiali.

Quazvin cevresinde Alamut daglari oldugunu orada Evan golu kiyisinda kamp yapabilecegimizi ogreniyoruz kaldigimiz otelin sahibinden. Motorsikletle koyuluyoruz yola bu arada benzin problemini de kokunden cozduk. Iranlilarin misafirperverliklerine ve yardimseverliklerine guvenerek herhangi bir benzin istasyonuna gidip turist oldugumuzu,o yuzden kartimizin olmadigini anlatiyoruz. Mutlaka bize kartindan kredisini kullandiran bir Iranli cikiyor. Ilk denememiz biraz zor geldi bize ama daha sonradan alistik bu duruma. Iran devleti bir cozum bulmadigi icin henuz turistlere biz de kendimizce bir cozum bulduk.


Iki saat kivrimli yollardan daglarin ,koylerin arasindan gecerek Alamut kalesine vardik. Ben hayatimda bu kadar duzgun dag yollari gormedim,heryer asfalt ve gercekten cok rahat.
Kaleyi ziyaret ederken asagidaki koyde geleneksel bir dugune sahit olduk ama fazla uzun kalamadik cunku hava kararmadan Evan golune varip cadirimizi kurmak istiyor bu arada da koyden gecerken yiyecek birseyler almak istiyoruz. Tabi icimizde bir kusku var acaba gol cok issiz biryer mi,kamp kurmaya elverisli mi... Oraya vardigimizda inanilmaz bir manzara bizi bekliyor. Daglarin arasinda sazliklarla cevrili kucuk bir gol, etrafinda bircok cadir Iranli gencler ve ailelerle dolu. Biz de bu manzarayi izleyebilecegimiz tepenin yamacina kuruyoruz cadirimizi ve hava serinledigi icin ustumuze hirkalarimizi alip yemegimizi yiyoruz. Tum arabalardan muzik sesleri geliyor,gencler kahkahalarla mangal esliginde sohbet ediyorlar, kizlar basortulerini cikarmis kisa kollularla geziyorlar. Gercekten Iran tezatliklar ulkesi.


Sabah erken uyaniyoruz hemen yanimiza Iranli bir genc gelip bizi kahvaltiya davet ediyor. Cay esliginde gol kiyisinda sohbet ederken kizlardan ikisinin Norvec'de birinin Almanya'da okudugunu ogreniyoruz. Iran'da hayattayiz ama yasamiyoruz diyorlar. Yine de gelecekten cok umutlu piril piril insanlar. Digeri Isfahan'da universitede okuyormus. Biz Isfahan'da birkac gun kalacagimizi soyleyince bize hemen evinin anahtarini vermeyi teklif ediyor. Suanda tatil dolayisiyla ailesinin yaninda Tahran'da oldugunu ve evin bos oldugunu soyluyor. Biz bu dostluk karsininda hayrete dusup cok seviniyoruz. Acikcasi uzun zamandir kebap ve pizza yemekten usandigimiz icin mutfagi kullanip kendimize soyle guzel soslu bir spagetti yapma fikri cok hos geldi. Iranlilar bir yabanciya evlerinin anahtarini verecek kadar misafirperver insanlar.



3 yorum:

muge dedi ki...

size hoscakal diyemeden gittiniz ama hep aklimdasiniz.Ne guzel simdiye kadar hersey yolunda gitmis insallah bundan sonra da yolunuz acik olsun su gibi aksin. yeni maceralarinizi okumayi heyecanla bekliyorum. sevgiler
muge

bucu dedi ki...

cok guzel resimler harika:)bu halılar da galiba hakana nispet:)gerçekten misafirperverlik konusunda doğu'nun üstüne yok:)kendinize iyi bakın sıcaklara dikkat...eburuğum valla güzeliğin ortaya cıkmıs:)dönüşte de bu yönde devam edebilirsin yani:)cok seviyorum sizi..muckssss..

Murat Gungor dedi ki...

Tom ve Ebru,

Zamaniniz muhtesem bir sekilde geciyor gibi gozukuyor. Misafirperverlikleri inanilmaz bahsettigin Iranli'larin. Yolunuz acik olsun. Artik yengem sizin durumunuzdan haberdar oldukca rahatliyordur. Yazik, pek bir garipti, Iran'a gideceginiz icin. Ama gorunen o ki hersey yolunda.

Sizi cok seviyorum.

Sevgiler...