Robin Williams'in oynadigi " Gunaaaaydiiiin Vietnam!" filminde anlatilanlarla kisitliydi bu ulke hakkindaki bilgim. O yuzden biraz da, Tayland'in tropik kumsallarindan vazgecip, Asya kitasinin obur ucundaki Vietnam'i kesfetmek icin yola dustuk. Bangkok'dan ucakla 1.5 saat suruyor Vietnam'in baskenti Hanoi'ye ulasmak.
Vietnam rehber kitabini henuz satin almadigimiz icin biraz hazirliksizdik Hanoi havaalanina vardigimizda. Bir ATM bulduk para cekmek icin. Bir euro 23000 Vietnam Dong'u. Simdiye kadar 50 rupee ve 45 bahtla ugrastiktan sonra birden bire birkac milyon dong cekmek bize garip geldi. Hep biraz zaman aliyor yeni para birimine alismak.
Havaalaninda dikkatimizi ceken sey yazilarin Tayland'daki gibi farkli alfabeyle degil latin alfabesiyle yazildigiydi. Buna cok sasirdik ve bir bakima sevindik. En azindan haritada ve yolda sehir isimlerini, lokantalarda menuleri okumak cok daha kolay olacakti. Bizimle ayni harfleri kullanmalarinin sebebi tabi ki 70 yil Fransiz kolonisi olmanin bir sonucuydu.
Hava hissedilir derecede soguktu Bangkok'a gore. Hemen ustumuze bir ceket gecirip taksiye atladik. Hanoi'nin tarihi sehir kisminda cok otel oldugunu duydugumuz icin oraya yonlendirdik soforu, nasilsa bize uygun bir otel bulabilirdik orada. Hava kararmisti sehre varana kadar. Sirt cantamizi yuklenip birkac otele girip ciktiktan sonra 10 dolara cok guzel bir oda bulduk Discovery otelde.
Hanoi'deki ilk amacimiz bir Minsk motor bulmakti, once Vietnam'in kuzeyinde turlayip daha sonra Ho Chi Minh otoyolundan guneye Mekong nehri deltasina inip oradan da Kambocya'ya gecmek icin. Bunun icin zaman kaybetmeden esyalari odaya birakip Vietnam Minsk klubu uyelerinin bulustugu 'Highway 4' adli bar-restorana gittik. Oradakilerden birkac isim aldiktan sonra yukari kata ciktik birer bira icmek icin. Yer sofrasinda vietnamli genc bir grubun yanina oturduk. Hemen sohbet etmeye basladik. HSBC calisanlari olduklarini ve Saigon sehrinden gelen is arkadaslarini agirladiklarini soylediler. Bize ictikleri Vietnam sarabindan ikram ettiler. Oldukca lezetli fakat sert bir ickiydi. Soylediklerine gore gelenek olarak ikram edilen ickiyi geri cevirmek cok ayipti. Hanoi'ye vardigimizdan bir saat sonra bir barda oturup misafirperver Vietnamli genclerle gecirdigimiz zaman bize coksey ogretti bu ulke hakkinda. Bize haritada tum gorulmesi gereken yerleri gosterdiler, insanlarin birbirlerine soyadlariyla hitab ettiklerini, halkin %80'inin dininin olmadigini geri kalanlarin budizmi tercih ettigini anlattilar. ilgimi ceken %0.5 oranindaki musluman kesimin muslumanligi bizden farkli uyguluyor olmalariydi. Mesela vietnamli muslumanlar sadece cuma gunu namaz kiliyor, ramazan ayinda 3 gun oruc tutuyor ve sunnet toreni de erkekler 15 yasina geldiklerinde din adami tarafindan tahta bicakla sembolik olarak gerceklestiriliyor.Iran,Pakistan ve Hindistan'da dinin ve din sembollerinin gunluk yasamdaki hakimiyetini gordukten sonra buradaki durum cok sasirticiydi gercekten.
Hanoi'deki ilk amacimiz bir Minsk motor bulmakti, once Vietnam'in kuzeyinde turlayip daha sonra Ho Chi Minh otoyolundan guneye Mekong nehri deltasina inip oradan da Kambocya'ya gecmek icin. Bunun icin zaman kaybetmeden esyalari odaya birakip Vietnam Minsk klubu uyelerinin bulustugu 'Highway 4' adli bar-restorana gittik. Oradakilerden birkac isim aldiktan sonra yukari kata ciktik birer bira icmek icin. Yer sofrasinda vietnamli genc bir grubun yanina oturduk. Hemen sohbet etmeye basladik. HSBC calisanlari olduklarini ve Saigon sehrinden gelen is arkadaslarini agirladiklarini soylediler. Bize ictikleri Vietnam sarabindan ikram ettiler. Oldukca lezetli fakat sert bir ickiydi. Soylediklerine gore gelenek olarak ikram edilen ickiyi geri cevirmek cok ayipti. Hanoi'ye vardigimizdan bir saat sonra bir barda oturup misafirperver Vietnamli genclerle gecirdigimiz zaman bize coksey ogretti bu ulke hakkinda. Bize haritada tum gorulmesi gereken yerleri gosterdiler, insanlarin birbirlerine soyadlariyla hitab ettiklerini, halkin %80'inin dininin olmadigini geri kalanlarin budizmi tercih ettigini anlattilar. ilgimi ceken %0.5 oranindaki musluman kesimin muslumanligi bizden farkli uyguluyor olmalariydi. Mesela vietnamli muslumanlar sadece cuma gunu namaz kiliyor, ramazan ayinda 3 gun oruc tutuyor ve sunnet toreni de erkekler 15 yasina geldiklerinde din adami tarafindan tahta bicakla sembolik olarak gerceklestiriliyor.Iran,Pakistan ve Hindistan'da dinin ve din sembollerinin gunluk yasamdaki hakimiyetini gordukten sonra buradaki durum cok sasirticiydi gercekten.
Vietnam sosyalist bir cumhuriyet ve kati bir komunist parti tarafindan yonetiliyor. Vietnamlilarin kendi paralarini kazanma, kendi islerini kurma hakki olsa da politik acidan bir secim yapma sanslari yok. Tabi ki kapitalist ekonomi ve komunist devlet arasindaki ucurum Vietnamli girisimciler yurtdisina acildikca buyuyor ve insanlarin kafasinda soru isaretleri olusmaya basliyor.
Ulkenin yakin tarihine bakmak gerekiyor bugunu anlayabilmek icin. 1883'den beri bir Fransiz somurgesi olan Vietnam'da 1945'den itibaren Ho Chi Minh liderliginde milliyetci bir komunist direnis baslamis. Kuzeyde komunist bir Vietnam ,guneyde de Fransa'yi destekleyen antikomunist katolik bir Vietnam olusunca savas kacinilmaz hale gelmis. ABD, Fransa'nin guney Vietnam'da verdigi savasi, dunyada giderek buyuyen komunisme karsi onemli bir adim saydigi icin Fransa'nin yaninda savasa katilmis. Savas sirasinda oldukca buyuk maddi kaynak aktarilmis biyolojik silahlar ve bombalar icin. Televizyonlarindan bu buyuk vahseti izleyen Amerikan halki savas karsiti bir akim baslatinca hukumet yavas yavas birliklerini savas meydanindan uzaklastirmaya baslamis. Sonucta Amerika 1975'de buyuk bir yenilgiyle Saigon'u kuzey Vietnam'a terketmek zorunda kalmis. Saigon'un ismi kahraman liderlerinin adiyla degistirilerek Ho Chi Minh sehri haline gelmis.
Hanoi'yi biraz gezince sanki Polonya'daymisim hissine kapildim. Birbirinden bu kadar uzak olan iki ulkenin ne ilgisi olabilirdi. Caddelerin uzun ve genis olmasi, binalarin sekli, tavanlarin yuksekligi.. Daha bircok sey. Bunun sebebini daha sonra tanistigimiz vietnamli bir bayandan ogrendim. Megerse bizden onceki nesil universite okumak icin o sirada yakin iliskileri olan SSCB ve Polonya'ya gitmisler. Dogal olarak oralardaki sehir mimarisi ve planini da Vietnam'a tasimislar.
Hanoi'yi biraz gezince sanki Polonya'daymisim hissine kapildim. Birbirinden bu kadar uzak olan iki ulkenin ne ilgisi olabilirdi. Caddelerin uzun ve genis olmasi, binalarin sekli, tavanlarin yuksekligi.. Daha bircok sey. Bunun sebebini daha sonra tanistigimiz vietnamli bir bayandan ogrendim. Megerse bizden onceki nesil universite okumak icin o sirada yakin iliskileri olan SSCB ve Polonya'ya gitmisler. Dogal olarak oralardaki sehir mimarisi ve planini da Vietnam'a tasimislar.
Hanoi'ye gelisimizin ertesi gunu erkenden bize uygun bir Minsk bulabilmek icin adini daha once cok duydugumuz, guvenilir motorsiklet tamircisi ve saticisi olan Duang'in dukkanina gittik. Tom birkac degisik Minsk denedikten sonra bir tanesinde karar kildi. Duong bize yeni iki kisilik sele, yeni lastik, bagaj sistemi, anahtar takimi ve gerekli yedek parcalari verdi. Toplam 280 euro odedik hepsi icin. Neden Minsk diye merak edenler icin biraz aciklama yapmak yerinde olur. Minsk eski bir Rus motoru. Mekanizmasi cok basit olmasina ragmen 125cclik bir motorla bile kuzeydeki daglari sorunsuz asmak mumkun. Vietnam'da cok kullanildigi icin bu makineyi herkes cok ucuza tamir edebilir, yedek parca sorunu yok. Talep fazla olunca tekrar iyi bir fiyata satma olanagi da var. Tabi ucuz oldugu icin fazla ilgi de cekmiyor. BMW'mizle gezerken her durdugumuz yerde motora olan ilgi cok oldugu icin surekli goz onunde bulundurup, park edecek guvenli bir yer aramak durumunda kaliyorduk. Minsk'de ise durup farkli, herkes bu marka motoru eski olarak gordugu icin icimiz rahat.
Motoru satin alir almaz kask ve dizlik bakmaya basladik. Nufusun %80'inin motorsiklet kullandigi bir ulkede ne kadar zor olabilrdi ki? Nitekim sora sora kask satan onlarca dukkanin oldugu sokagi bulduk. Ben kendime kolayca bir kask begendim fakat Tom'un olculerine gore birsey bulmak zaman aldi. Dizlik tamamen bilimezdi Vietnamlilar icin. Neyseki tesadufen tanistigimiz Hanoi'de yasayan bir Belcikali bize ihracat mallari satan bir magaza ismi verdi de oradan temin ettik dizliklerimizi.
Iki uc gunluk hazirliktan sonra artik yola cikmak icin sabirizlaniyorduk. Minsk ancak kisitli miktarda yuk tasiyabildiginden detayli bir eleme yaptik esyalarimiz icinden. Uyku tulumu olmazsa olmaz dedigimiz icin bazi kiyafetlerden vazgecmemiz gerekti ama yine de ihtiyaclarimizin hepsini alabildik yanimiza.
Hem motoru test etmek hem de hakkinda cok olumlu seyler duydugumuz icin Vietnam'in kuzeyine, Cin'le sinir bolgesine gidip bir hafta turlamakti planimiz . Oradaki turizimden etkilenmemis azinlik kabilelerinin yasadigi koyleri merak ediyorduk. 30 aralik sabahi yeni bir yili bilinmedik kuzeyde karsilamak icin yola ciktik.