25.12.07

Bangkok'da Dort Gun




Tarsus ve Istanbul'da su gibi akip gecen bir aydan sonra ayrilik vakti gelmisti. Bir ay icinde hem hasret giderdik hem de bol bol dinlenme firsati bulduk. Ne kadar yogun zaman gecirsek de rahat yatagimizi, her sabahki sucuklu yumurtali kahvaltimizi ve ailecek gittigimiz gezmeleri birakmak pek kolay degildi. Fakat bir taraftan da bilinmezlikler, kesfetme ve macera duygusu bizi cagiriyordu.

Once Bangkok'da 4 gun vize islemleri icin kalip ardindan Vietnam'in Hanoi kentine ucup bir motor kiralamak planimiz. Buradan Vietnemin guneyine dogru ilerleyip oradan da kambocya'ya gececegiz. Tekrar Vietnam uzerinden Cin'e varmak icin 2 ayimiz var.

Oncelikle biletimiz geregi Delhi'ye uctuk. Yolculuk cok rahat gecti kalkista uyumaya baslayip iniste gozlerimizi acinca. Zaten cok uzak degil sadece 6 saatlik bir yolculuk. Insan gercekten sasiriyor 5 ayda motorla geldigimiz yolu bu kadar kisa zamanda katetmeye.

Bangkok'a ucagimizin kalkmasina 20 saat vardi ve transit vizesi almadigimiz icin havaalanindan cikamiyorduk ve bunca saati havaalaninin kucucuk transit bolumunde gecirmek zorundaydik. Maalesef Delhi havaalaninda transit oteli olmadigi icin koltuklari birlestirip yatak yapmaktan baska bir caremiz yoktu. Neyse ki yanimizda getirdigimiz simit, meyvesuyu ve peynirle karnimizi guzelce doyurup uyumaya koyulduk. Biraz kitap okuyarak, biraz cevredekilerle muhabbet ederek ,biraz da uyuyarak gecirdik zamanimizi. Bangkok ucagina bindigimizde cok yorgunduk ama orada havanin 33 derece oldugunu duyunca hemen tshirt ve sortlarimiza burunduk, tatil havasina girdik.

Tayland hukumeti, icinde Turkiye'nin de oldugu bir cok ulkenin vatandasindan vize istemiyor. Havaalani pasaport kontrolunde vurulan damga bir ay ucretsiz kalis hakki taniyor gelen turistlere.

Tayland'a gelmistik Tom'la dort sene once ve Bangkok'la kuzey bolgeyi gezmistik. Biraz da o sebeple hemen Vietnam'a gecmek istiyorduk. Onceki ziyaretimiz Asya'daki ilk tecrubemiz oldugu icin Bangkok'u cok kalabalik, kotu kokulu, havasi kirli ama harika tapinaklari olan bir sehir olarak hatirliyorduk. Bu sefer taksiye binip havaalanindan sehre dogru ilerlerken gozlerimize inanamadik. Yollar genis ve kusursuz, trafik rahat ve gokyuzu masmaviydi. Sehrin merkezindeki gokdelenler sanki Newyork'daymisiz imaji veriyordu.

Bangkok'da sirt cantali turistlerin en cok tercih ettigi Khao San caddesini daha once gorup cok yogun ve gurultulu oldugunu hatirladigimiz icin daha sessiz olan Thewet bolgesinde kalmaya karar vermistik. Burasi iki yani yesil agaclarla cevrili, kucuk bir yiyecek pazari olan nehir kenarinda kendi halinde bir yer. Hemen kalacak harika bir misafirhane bulduk ve dus alip ogleden sonra yorgunlugumuzu atmak icin biraz sekerleme yaptik. Tabii Turkiye ile aradaki 5 saat fark uyku duzenimizi etkilemisti biraz da olsa. Bir de 30 derece ustundeki hava sicakligi da Istanbul'la tam bir tezat olusturuyordu.

Ilk dikkatimizi ceken Iran, Pakistan, Hindistan ve Nepal'e tezat olarak , buranin kadin hakim ulke olduguydu. Mini etekli, sortlu minyon tay bayanlarini her turlu sektorde gormek mumkun. Cogu yerde soz sahibi olduklari her hallerinden belli oluyor. Pazarda, restoranda,otellerde, isyerlerinde, bilet ofislerinde, vapurlarda herkes bayan. Hos bir goruntu gercekten. Insan merak ediyor boyle bir yemek bollugu ve kulturunun oldugu bir ulkede bayanlar nasil bu kadar ince ve narin kaliyor diye. Sanirim bunun sirri genlerde yatiyor. Tabii ki Tay mutfaginin cok saglikli oldugu gercegi de bunu destekliyor.


Gecen sefer Bangkok'un tum tapinaklarini ve kraliyet sarayini gezdigimiz icin simdi sehrin modern yuzunu gormek istiyorduk. Pazar gunu Vietnam buyukelciligi kapali oldugu icin biz de Asya'nin en buyuk acikhava pazari olan Chatuchak haftasonu pazarina gitmeye, pazartesi erkenden de vize islemlerine baslamaya karar verdik.


Pazar'da gezmeye doyum olmuyor, renk renk tekstil'den, el kadar kanis kopeklerin, zehirli yilanlarin,cep maymunlarinin, iguana ve tropik dev baliklarinin satildigi hayvan pazarina, Tay baharatlarinin mis gibi kokusu ve sus biberleriyle renklenen yemek pazarina kadar hersey var. Eminonu pazari tutkunu babam ve annem icin burasi bulunmaz bir cennet. hele bir de fiyatlari gorseniz buraya bir valizle gelip on valizle donebilirsiniz. Maalesef pazardan guzel bir bikini ve bir kac orjinal tshirt disinda birsey alamadik tasiyacak yerimiz olmadigi icin.


Modern Bangkok'un en guzel tarafi trafigin ustunden gecen Sky train ( Gok treni) ve metro sistemi. Skytrainle sehrin ultra modern ,hepsi ayri bir mimarlik harikasi gokdelenlerinin arasindan gecip, bu gokdelenlerin ortasindaki dev modern golf sahasini, dev alisveris merkezlerini gorebiliyorsunuz. Hersey o kadar temiz ve duzenli ki insan Asya'da olduguna inanamiyor. Belki de o sebeple genelde ilk defa Asya'yi ziyaret edecek turistlere Tayland'a gitmeleri oneriliyor kultur sokunu minimuma indirebilmek icin.


Bu pazarin onemi secimlerin yapiliyor olmasiydi. 15 ay once buyuk yolsuzluklari ortaya cikip Ingiltere'ye kacan basbakan Thaksin'den sonra Tayland'a hakim olan askeri rejimin demokratik bir sekilde yerini PPP partisine birakmasi herkesi rahatlatmis gorunuyordu. Heryerde secim standlari kurulmus, secmenlerin alkollu oy kullanmasini engellemek icin heryerde icki satisi durdurulmustu.

Tayland bir yandan demokratik bir parlementoya sahip obur taraftan bir krallik. Halkin krallarina olan tutkusu gercekten gorulmeye deger. Demokratik rejim ilk olarak suanki kral Rama IX ile baslamis 1946'da. Kral'in 80.ci yasgunu dolayisiyla kopruler,gemiler, binalar kralin resimleriyle, isikli "Yasasin Kralimiz " yazilariyla suslenmis. Sokaktaki Taylilarin cogu sari ve pembe tshirtler giyiyorlar " Kralimizi seviyoruz" nakisli. Bu durum Tom icin oldukca ilgincti cunku Belcika'da kral tamamen sembolik ve bu sekilde bir baglilik gormek imkansiz.


Vietnam vizemizi almak icin pazartesi erkenden buyukelcilige gidiyoruz. Bina'ya varinca elciligin secim dolayisiyla kapali oldugunu ve ertesi gun acilacagini ogreniyoruz. Panik oluyoruz bir an cunku Hanoi'ye ucagimiz 26 aralikta ve vize icin 3 is gunu gerekiyor. Kapidaki gorevli bir miktar daha para odeyerek ekspres vizeyi ayni gun alabilecegimizi soyleyince rahat bir nefes aliyoruz. yakinlardaki dev bir alisveriz merkezine giriyoruz zaman gecirmek icin. Oyle harika dekore edilmis ki heryer noel icin. Noel baba kiyafeti giymis tatli tay kizlari, rengarenk isiklarla suslu dev cam agaclari heryer yeni yili cagristiriyor. Bizim icin durum fakli, ilk defa noel ve yilbasini 30 derece sicaklikta gecirecegimiz icin. Alismisiz yillardir kalin kazakla soba basinda gecirmeye, yazlik kiyafetlerle insan yilbasini farkedemiyor.


Tay mutfagi Tom ve benim en favorilerimiz arasinda. Tabi bol aci biberli olusu daha sonra canimizi yakiyor ama yine de yesil korili ve kisnisli karidesli noodle'i yememize engel degil. Tay yemeginin en guzel orneklerini sokak saticilarinda ve basit Noodle& Curry lokantalarinda bulabilirsiniz. Aslinda kullanilan malzemeler cok basit fakat hazirlanis tarzi ve baharatlari lezzete lezzet katiyor. Mutlaka denemeye deger.

Ertesi gun tekrar gidiyoruz buyukelcilige. Pasaport, fotograf ve 3000 baht veriyoruz. hemen 16.00da gelin alin diyorlar pasaportunuzu vizeyle. iste bu kadar basit!


Bu aksam daha once hic gormedigimiz, hakkinda da cok sey bilmedigimiz Vietnam'a ucuyoruz. Once buyuk sehir Hanoi'ye yerlesip motor kiralamak icin arastirmalara baslayacagiz. Hakan eniste'nin dedigi gibi Amerikalilarin izinden gidip, Vietnam'i tum kokulari, renkleri ve tatlariyla kesfetmeyi deneyecegiz.

gule gule bangkok!








1 yorum:

Murat Gungor dedi ki...

Herhalde en cok sevdigim mutfak dunyada Tayland mutfagidir. Hakkini vererek pad thai'lari, curry'leri ve drunken noodle'lari yediginize eminim. Afiyet olsun.